İstanbul Barosu Meclis Başkan Vekilliğine Seçildim
04.07.2015 İstanbul Barosu Meclisi 39. Olağan Genel Kurulunda 2 yıllık dönem için Meclis Başkan Vekilliğine seçildim. Meslektaşlarıma teşekkür ederim. Güvenlerine layık olmak için çalışacağım.
Hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğünün tesisi için; mesleğimizin geliştirilmesi için; 3 kuşak insan hakları için; hukuka aykırı kanun tasarıları, kanunlar ve uygulamalar ile mücadele için çalışmalar yapacağız.
Av. İsmail Altay facebook sayfasında haber:
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=457340807780102&id=403249396522577
İstanbul Barosu Baro Meclisi 39. Olağan Genel Kurulu, 4 Temmuz 2015 Cumartesi günü saat 11.00’da Baronun Bakırköy Hizmet Birimi Dr. Mehmet Şükrü Alpaslan Konferans Salonunda yapıldı.
Meclis Divan Başkanı Av. İrfan Akyürek yeterli çoğunluğun bulunduğunu belirterek toplantıyı açtı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşından sonra Akyürek, gündeme ilişkin bilgi verdi.
Gündeme göre, yeni Meclis Başkanlık Divanının oluşturulmasına geçildi. Yapılan seçimde Baro Meclisi Divan başkanlığına Av. İrfan Akyürek, Başkan Vekilliklerine Av. İsmail Altay ve Av. Burcu Aslan, üyeliklere ise Av. Günay Samur ve Av. Ufuk Yılmaz seçildiler.
Baro Meclisine Başkanlık sunumunu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu gerçekleştirdi. Konuşmasında ağırlıklı olarak 7 Haziran Genel Seçimlerinin doğurduğu sonuçlar üzerinde yargı dünyası açısından değerlendirmeler yapan Durakoğlu, seçimde ortaya çıkan sonuçla parlamenter sistemin başkanlık sistemine evrilmesini içeren talebin tasfiye olduğunu söyledi. Durakoğlu, “Parlamento çoğunluğuna sahip olan parti, seçimlerde tek başına iktidar olabilecek bir çoğunluğa sahip olsaydı, o parlamento çoğunluğu kuvvetler ayrılığını muhtemelen ortadan kaldıracak başkanlık sisteminin adımlarını atacaktı. Halk bu sistem değişikliğine izin vermemiştir” dedi.
12 Eylül Anayasa referandumu sonucu yargı sisteminde yapılan değişikliklerle yargı sisteminin bir hukukçunun asla kabul edemeyeceği olmadık noktalara vardığını ve Türk halkının %80’nin yargıya güvenmediğini belirten Mehmet Durakoğlu, geçirdiğimiz dönemin böyle bir dönem olduğunu ve yargı dünyası içersinde yapılması gereken pek çok şeyin bulunduğunu, böyle bir dönemden çıkışın ciddi olarak tartışılması gerektiğini bildirdi.
Seçimlerden sonra iktidar partisinin tek başına hükümet kuramamasını bir şans olarak gördüğünün altını çizen Durakoğlu, “Bu parti bir başka partiyle ortak hükümet kurarsa belki eski inadından vazgeçebilir. Yeni kurulacak hükümetin Türkiye’deki yargı düzenini bugünkü şekline getiren parti anlayışından başka bir gözle bakabilirse eğer, bizim için bir şans doğacak ve yargının tarafsız ve bağımsız olmasını o zaman konuşabileceğiz demektir” dedi.
Konuşmasında yargı dünyasında bulunan cemaat yapılanmasına da değinen Durakoğlu şöyle konuştu: “Cemaat yapılanmasının yargı içersindeki etkinliğinin ‘astığım astık-kestiğim kestik’ olduğu sırada yargı bağımsızlığı ile ilgili açık bir tablo ortaya koyduk. Onlar, Bakanlar, Başbakanlar, Cumhurbaşkanı daha ‘kumpas’ demeden, onlar ‘bu işin içinde bir oyun var’ demeden, onların birlikte kotardıkları işlerden gurur duydukları sıralarda biz mahkemelere gidip, ‘sizin bu yaptığınız yargılama değildir’ demiştik. Onların etkinliklerini en yüksek noktada tutuklarında bile hakkımızda soruşturma açtıklarında, ‘gelin ifade verin’ dedikleri zaman ‘gelmiyoruz, getirebiliyorsan getir’ demiştik. Yargı dünyası içinde bir cemaat yapılanmasının bulunduğu gerçektir. Hâkim ve savcılar arasında beş bine yakın cemaatçinin olduğu ifade edilmektedir. Bunların aldıkları kararları yakın geçmişte yaşadık. Cemaat yapılanmasının yargı dünyasının içinden sökülüp atılması için mutlaka bir mücadele vermemiz gerekiyor. Biz yeni hükümetin kurulması aşamasına gelindiğinde, koalisyon görüşmelerinin somutlaştığı bir aşamada yargı dünyasındaki temel sorunlardan nasıl çıkılabileceğine ilişkin bir çalışma yapıyoruz”.
Yargı dünyası açısından olağanüstü bir aşamanın geride kaldığına işaret eden İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu şöyle dedi: “Geride bıraktığımız aşamanın belki de en kısa cümle ile özeti ‘bir büyük faciadan dönülmüş’ olmasıdır. Yargı dünyası için yapılacak bu mücadele şimdiye kadar yapılan bütün mücadelelerden daha net bir şekilde ortaya konulmalıdır”.
13 yıllık uygulamada zaten çökmüş olar yargıda avukatları itibarsızlaştırmak için plan uygulandığını kaydeden Durakoğlu, “Ne zaman bir ülke faşizme doğru gidiyorsa orayı yöneten insanların ilk hedefleri de avukatlar olmaktadır. Türkiye faşizme doğru giderken ya da Türk Tipi Başkanlık Sistemi diye kendilerine bir başka dünya tasarlayanlar avukatları düşman gördüler ve bunun gereğini yerine getirmeye çalıştılar. THKP-C’nin Çağlayan Adliyesinde Savcının şehit edilmesiyle ilgili süreç İstanbul Barosuna ve avukatlara karşı planlanmış bir provakasyon tertibi idi” dedi.
Durakoğlu konuşmasının son bölümünde İstanbul Barosu binası inşaatına ilgişkin gelişmeleri özetledi. Durakoğlu, Yardımlaşma Sandığı ile Yönetim Kurulu arasında ‘Kat karşılığı inşaat sözleşmesi’ yapıldığını, firmalardan teklif istendiğini ve Temmuz ayı içersinde ihalenin gerçekleştirileceğini ve inşaatın finansmanı hakkında bir sorun bulunmadığını söyledi.
Mehkmet Durakoğlu’nun konuşmasından sonra gündemin 4. Maddesine geçildi. Madde hakkında bilgi veren Divan Başkanı İrfan Akyürek, “Hukukun Üstünlüğü”, “Asliye Ceza Hâkimlikleri”, “Avukatlık Kanunu”, “Kentsel Dönüşüm”, “Avukatlara Yeşil Pasaporta Verilmesi”, “Toplumsal Davaların İzlenmesi” ve “Sınır Tanımayan Avukatlar” gibi çalışma grupları oluşturulmasının düşünüldüğünü ve Mecliste söz alarak konuşacak meslektaşların bu konulara ışık tutucu mesajlar vermelerini istedi.
Daha sonra Av. İsmail Altay, Av. Zeki Yıldan, Av. Burhan Öğütçü, Av. Yalçın Tura, Av. Ömer Yasa, Av. Abdurrahman Bayramoğlu, Av. Mehmet Kızılkaya, Av. Abdullah Arar, Av. Adalet Yılmaz, Av. Günay Samur, Av. Hikmet Ömeroğlu söz alarak görüş, öneri ve dileklerini bildirdiler. Toplantının son konuşmacısı olarak Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Başar yatlı söz aldı. Yaltı konuşmasında, 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi, Parlamentoda oluşan yeni durum ve İstanbul Barosu inşaatı ile ilgili görüşlerini anlattı.
Diğer maddeler üzerinde söz alan çıkmadı ve toplantı sona erdi.