Umuda Çağrı
UMUDA ÇAĞRI
Türkiye'de herkesin en rahat yaptığı şey, köşelerinden CHP'yi eleştirmektir. Parti üyesi olsun olmasın, sadece oy vererek bir bağ oluştursun ya da çeşitli nedenlerle oy vermesin, herkesin kendinde söz söyleme hakkı bulduğu partidir CHP. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran partidir, bu ülkede yaşayan herkesin bir parçasıdır. CHP'nin diğer partilerden en büyük farkı, sadece bir parti olmayıp, devrimimizin ruhu, zor günlerin umududur.
Bu satırları okuyan ve belki de CHP’yi hararetle eleştiren, “tıpış tıpış oy vermeye gitmeyeceğim” diyen sizler, bilin ki siz CHP’siniz! Şimdi eleştirme değil, düşünceleriniz doğrultusunda siyasi mücadele verecek kadroların temelini atmak için göreve koşma zamanı. CHP'nin bir parçası olarak, bu hususta tarihi sorumluluğunuz var.
“Ya İstiklal Ya Ölüm” inancıyla emperyalizme karşı kurtuluş savaşını vererek, dünyanın üç büyük devriminden biri olan Kemalist Devrimi yapan, sömürge zincirlerini parçalayan, tam bağımsız Türkiye’yi kurarak, ülkenizin eşit haklarla dünya devletleri arasındaki onurlu yerini almasını sağlayan sizlersiniz. Sizler Anti-Emperyalistsiniz.
Cumhuriyetçisiniz. Sizler, bir sömürü sistemi olan monarşiye (saltanata) son vererek eşit haklara sahip onurlu vatandaş olma hakkını elde ettiniz. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğuna ve geleceği belirleme iradesine sahip olduğunuza inanırsınız. İmtiyazlı sınıf ve kişileri kabul etmez, onların yönetimini reddedersiniz. Siz halk olarak aynı zamanda ülkenizi yönetensiniz.
Milliyetçisiniz/Ulusalcısınız. Dünyaya ırk, etnik köken ve etnik köken hiyerarşisi perspektifi ile bakmazsınız. Atatürk’ün, çok kültürlü ve etnik kökenli Anadolu’dan birlik ve beraberlik ruhunu taşıyan “ulus devlet”i doğurduğunu; kendi kaderini belirleyecek Türk Ulusunu, emperyalist sömürünün karşısına diktiğini bilen kültürel birikime sahipsiniz. Bu kenetlenme ile emperyalistleri yendiğimizi ve tam bağımsız Türkiye'yi kurduğumuzu unutmaz, unutturmazsınız.
Bizi parçalamak isteyenlerin tüm çabalarına rağmen, halkımızın etnik, inanç ve düşünsel farklılıklarının ayrılık nedeni değil, zenginliğimiz olduğunun bilincindesiniz.
“Ulus devlet dönemi bitti” söylemlerinin, "ulusalcı" kelimesinin içini boşaltarak ırkçı anlam yükleme çabalarının, etnik kökenden hareket ederek ulusal birliği çözme ve üniter devleti dağıtma girişimlerinin, emperyalizmin sömürgeci enstrümanları olduğunu bilirsiniz. Gereken cevabı vermek de tarihsel ödeviniz.
Halkçısınız. Toplumu birey, aile, zümre ya da sınıf olarak bölmez; ayrıcalıklı ve üstün sınıflar kabul etmezsiniz. Toplumsal dayanışma ve ahenk temel bakış açınızdır. Sınıfların egemenliği ve çatışması penceresinden bakmaz; aksine uzlaşma ve dayanışma ile; işçiyi, köylüyü, memuru, esnafı, taciri, sanayiciyi, serbest meslek sahiplerini yani tüm halkı kucaklama yolu ile en yüksek toplumsal ve bireysel refaha ulaşmayı hedeflersiniz.
“Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen” özleminizi dağa taşa yazdınız.
Ayrıca halkçılığın toplumsal düzeninin emeğe dayandığını biliyor, “emek en yüce değerdir” diye haykırıyorsunuz.
Devletçisiniz. Özel teşebbüsün varlığını kabul etmekle birlikte, devletin halkın yararına denetim ve düzenleme görevini etkin bir şekilde yapmasının önemine; kalkınmanın planlanmasına; özel yatırımların tüm yurda dengeli dağıtılmasının teşvik edilmesine ve kamu menfaati gerektiren hususlarda, stratejik alanlarda ya da özel teşebbüsün yatırım yapmadığı bölge ve sektörlerde halkın yararına kamu yatırımları yapılması gerektiğine inanıyorsunuz. Ayrıca tüm Cumhuriyet dönemi boyunca kıt kaynaklarımızla edindiğimiz kamu yatırımlarının yandaşa, yabancıya peşkeş çekilmesine karşı çıkıyorsunuz. Çünkü siz biliyorsunuz ki ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık da olamaz.
İşsizliğin de, kalkınmış bir ülke olamamanın da çaresinin, devletçilik ilkesine dayalı ekonomik politikalar üretmekte olduğunu biliyorsunuz. Atatürkçü CHP’yi yok etmek isteyenler ve Türkiye’ye mevcut deli gömleğini giyindirenler de maalesef bunu biliyor.
Laiksiniz. Tarih boyunca tüm toplumlarda din adına uygulanan baskı ve zorbalığın panzehirinin laiklik olduğunu, devlet işlerinin din işlerinden ayrılarak vatandaşların din ve vicdan özgürlüğüne kavuşacağını, toplum ve devlet yaşamının akla ve bilime dayanması gerektiğini, tüm din ve inançtaki insanların ayırt edilmeksizin eşit koşullarda aynı kurallara uymasının gerektiğini, kimsenin inancı nedeniyle ayrıcalığı ve üstünlüğünün olmadığını, farklı inançlardan oluşan toplumun bir arada ve barışın içinde yaşayabilmesinin güvencesinin laiklik olduğunu biliyorsunuz.
Aklın ve bilimin, özgür düşüncenin, demokrasinin, ulusalcılığın, devrimciliğin ve halkçılığın ön koşulu olan laiklik, çağdaş bir ülke ülküsündeki Kemalist Devrimin kilit taşıdır.
Devrimcisiniz. Emperyalizme ve monarşiye karşı yaptığınız devrimle, yarı sömürgeleşmiş monarşinin eskimiş ve çağdışı kurumlarını yıkarak, çağdaş, dogmalara karşı, akla ve bilime dayalı, laik bir cumhuriyet kurdunuz.
Sizi sadece geçmişin bekçisi olarak algılatmak ve yok etmek isteyenleri umursamayın. Siz onurlu tarihinizin tüm değerlerine sahip, akıl ve bilimin rehberliğinde değişim ve yeniliklere açık, “sürekli devrim”e inanan geleceğin öncüsüsünüz.
Tüm bu ilkelere inancınızla, mazlum milletlerin umudu, emperyalistlerin ve işbirlikçilerin can düşmanısınız.
Çoğulcu demokrasiye inanırsınız. Çoğunluğun dediğinin doğru olduğunu iddia ederek özgürlükleri yok etmeye çalışan, despotik yönetim özlemi içinde olan “milli irade” söylemine ve tuzağına karnınız toktur.
Sosyal Demokratsınız. Bizim sosyal demokrasimiz, batı sosyal demokrasilerinin temel aldığı Marksizmden farklı olarak, Atatürk ilkelerine dayanır, emperyalizm - mazlum milletler çelişkisin dayanır ve Türkiye’nin şartlarında filizlenip gelişmiştir. Emeği en yüce değer saymakla birlikte sınıf çatışmasıyla değil, halkın tüm kesimlerinin kucaklanarak toplumsal ve bireysel refahın artırılmasını, hakça bölüşülmesini, özgürlüğü savunursunuz. İsmet İnönü'nün, 1923'ten beri uygulanan toplumcu politikalarımıza 1965 yılında "ortanın solu" adını verdiği, bunun Kemalizmin sürekli devrimci anlayışıyla, değişen koşullar içinde aşamalar geçiren bizim sosyal demokrasimiz olduğunu bilirsiniz.
Hukukun Üstünlüğünü ve Hukuk Devletini savunursunuz. “Müdafaa-i Hukuk” sizin kökeninizdir. Haklarınızı savundunuz, kazandınız, devletimizi kurdunuz.
Siz aydın ve yurtsever, her şeyden öte “insan” olarak “üç kuşak insan hakları” için ölmekten kaçınmadınız. Çünkü siz demokrasiye, akla ve bilime inanır; ülkenizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı hedeflersiniz.
İnsanı meta olarak görmezsiniz, sömürmezsiniz. Sömürenler hiyerarşisi (patronun işçiyi, erkeğin kadını, büyüklerin çocukları, engellileri, farklı cinsel tercihlileri, farklı ırkları, yabancıları, hayvanları, doğayı, çevreyi sömürme) sistemini yıkmak ve dezavantajları ortadan kaldırmak hedefinizdir. Yok edin insanın insana kulluğunu!
Bursa Nutku'nun verdiği görevle 68'lisiniz, Deniz'siniz, Gezi Parkı çocuklarısınız. Diktatörlükler karşısında eğilmediniz, her daim dimdik ayakta oldunuz.
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” inancıyla yaşanacak bir ülke, yaşanacak bir dünya mücadelesi verirsiniz.
Sizin önderiniz ve yoldaşınız Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Atatürk, Reform, Rönesans ve Aydınlanma Çağıdır; devrimdir, çağdaşlaşmadır.
İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi CHP’nin ruhu budur!
İşte bu değerleri DNA’sında taşıyan sizler, Gençliğe Hitabe'nin sizlere verdiği görev bilinciyle, şimdi yeniden doğuş için partiye ruh üfleme görevini yerine getirmek zorundasınız.
Ya evde oturup, ah vah ile CHP’yi eleştirip yabancılaşırsınız partinize, ülkenize, insanınıza, geleceğinize ya da CHP’nin gelecekteki kadrolarını belirlemek için mahallelerdeki delege seçimlerine katılırsınız.
“Yeni CHP” değil, “Yine Cumhuriyet Halk Partisi” için, kökü Kemalist Devrim’e ve Altı Ok’a dayanan sosyal demokrasi için, partimize bu ruhu üflemek için CHP Mahalle delege seçimlerine katılmaya çağırıyorum sizi.
Partimizin ve ülkemizin geleceği, mahallelerden başlayan seçim sürecine ve sandıklara sahip çıkmanıza, oy ve delege ağlarına yaşam hakkı vermemenize bağlı. İşte şimdi yeniden tarih yazacaksınız: “Yeniden Ya İstiklal Ya Ölüm!” 13.08.2015
Av. İsmail ALTAY