Bir İhtimal Daha Var: Teknokratlar Hükümeti
BİR İHTİMAL DAHA VAR: TEKNOKRATLAR HÜKÜMETİ
Nereden ve kimden gelirse gelsin terör kan dökmeye devam ediyor. Toplumun etnik ve inanç odaklı kutuplaştırılması projesi tuttu, kindar nesiller kanlı ürünlerini veriyor. Devlet, temel fonksiyonlarından olan güvenliği sağlayamadı, Surunç'ta teröre pırıl pırıl 32 gencimizi kurban verdik. Şehit düşen Mehmetçiklerimizin sonu gelmiyor, ağıtlar susmuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde iki polis evlerinde infaz ediliyor. Tüm evlatlarımız için içimiz kan ağlıyor. Anadolumuz ağlayan analar dolu.
Hükümetin yıllarca sürdürdüğü BOP ve bu bölgede emperyalizm için mıntıka temizliğine hizmet eden Ortadoğu politikası, bölgeyi ateşe, kana ve acılara boğdu. Yasaklarla, soruşturmalarla, baskılarla gizemli hale getirilen MİT TIR'ları, tırlatılmış olduğunun karinesi. Şimdi IŞİD dahilde de fonksiyonunu yerine getirmeye başladı.
AKP'nin "yurtta kin ve kan, cihanda kin ve kan" politikası, Türkiye'yi savaş suçlusu haline getirmek üzere.
Cumhurbaşkanının 7 Haziran seçimleri sonrası hükümet kurma görevini verme görevini ağır çekimden alması, toplumun endişelerini artırdı. Endişeler arttırıldı. Meclis başkanı seçimlerinde, ustaca hassas noktaya çalışılması, halkın AKP karşısında blok oluşturulması gerektiğine inananların inançlarıyla birlikte, oluşabilecek %60 bloğunu yıktı. Bazı parti liderlerinin durumun nazikliğini görmezden gelerek tüm formüllere sırtını dönmesi, bazı unsurlarca AKP - CHP hükümeti kurulması gerektiği baskılarını başlattı. Bir tarafta Osmanlı'nın restorasyonu döneminden bahseden ve kendini Cumhuriyet dönemi öncesine ait hisseden parti, diğer tarafta emperyalizme ve monarşiye karşı devrim yaparak Cumhuriyeti kuran parti. Bu birliktelikte kan uyuşmazlığı olacağı, hatta AKyuvarların AL(tı ok)yuvarları yemeye başlayacağı gün gibi aşikâr.
İşte içinde bulunduğumuz iklim bu. Bu iklimde dahi bir ihtimal daha var:
Türkiye'yi AKP'li hükümete muhtaç hale getirmeye çalışanlar akıllarını başlarına almalı. Bedelini kuşaklarca ödeyemeyeceğimiz korku tünelinin karanlığından -zor da olsa- çıkış fırsatını tepmemeli. Geldiğimiz noktada kimse mutlu olmasa da %60'lık blok daha çok mutsuz olacağımız günlerin ilacı olabilir. %60'lık bloğa sesleniyorum, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü kurmak, devletin can, mal ve hukuk güvenliği gibi temel fonksiyonlarını yerine getirebilecek hale getirmek, devleti kaos pençesinden kurtarmak, kuvvetler ayrılığı prensiplerini yeniden hayata geçirmek, yetkililerin görev sınırlarını belirgin ve denetlenebilir hale getirmek için fedakarlık yaparak, bu geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti kurulmalı. Liderler bu kabinede yer almamalı. Dışarıdan hükümet desteklenmeli. Hatta sadece Anayasa gereği milletvekili olmak zorunda olan başbakan ile partilerle irtibatı sağlayacak başbakan yardımcıları partili olmalı. Hukuk düzenini ve devletin temel fonksiyonlarını kuracak bu hükümetin bakanları, TBMM üyeleri dışından ve alanlarının uzmanı olmalı. Bu birlikteliği ve fedakarlığı sağlayıp, görev bekleyen kabine açıklanmalı. Cumhurbaşkanı bu teknokratlar hükümetine görev vermeye zorlanmalı. Aksi halde erken seçimin sorumlusunun Cumhurbaşkanı olacağı deklare edilmeli. %60, Türkiye'nin kaosa sürüklenmemesi için elinden geleni ve katlanılması zor da olsa gelecek kuşaklar için tüm fedakarlığı yapmalı. Devlet imar edilmeli, hukuk devleti kurulmalı ve "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" politikası egemen olmalı.
Sorumluluk, sorumsuz Cumhurbaşkanı'nındır. 23.07.2015
Av. İsmail Altay
İstanbul Baro Meclisi Başkan Vekili
Yurt Gazetesi: 26.07.2015