Faktoring Şirketi, Sözleşmesindeki Haksız Şart Ve Menfi Tespit Davası
FAKTORİNG ŞİRKETİ, SÖZLEŞMESİNDEKİ HAKSIZ ŞART VE MENFİ TESPİT DAVASI
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2009/13-555 – K: 2010/44 – T: 03.02.2010
Taraflar arasındaki menfi tespit, senet iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.02.2008 gün ve 2007/315-2008/83 sayılı karar davalılardan M..... Faktoring Finans Hiz. A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 27.10.2008 gün ve 2008/6727-12380 sayılı ilamı ile bozulduktan sonra, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine aynı Dairenin 26.02.2009 gün ve 2009/1088-2553 sayılı ilamıyla ("...Davacı, davalı E..... Ltd. Şti'nin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yaptığı dairelerden birisini 24.10.2002 tarihli harici sözleşme ile satın aldığını, davalıya satış bedeline karşılık bonolar verdiğini, bu güne kadar 264.000.000.000 TL ve 24.250 USD ödeme yaptığını, ancak davalının sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirip daireyi teslim etmediğini, bundan sonrada teslim edemeyeceğinin anlaşıldığını, davalıda halen ödenmemiş her biri 12.000.000.000 TL'lik 8 adet bononun bulunduğunu satıcının bu bonoları diğer davalı M..... A.Ş'ye ciro ettiğini belirterek bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, M.... A.Ş tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2008/6727-12380 sayılı ve 27.10.2008 tarihli kararı ile bozulmuş, davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı ile davalılardan E...... İnş. Ltd. Şti. arasında, 24.10.2002 tarihinde bu davalının yüklenici olarak yapmakta olduğu, binadan 21 nolu dairenin 400.000.000.000 TL bedelle davacıya satıldığı, konutun en geç 31.12.2004 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacının 24.10.2002 keşide tarihli her biri 12.000.000.000 TL bedelli 31 adet toplam 360.000.000.000 TL bedelli bonoları davalıya verdiği, bu bonolardan dava tarihi itibariyle 25.9.2004 vade tarihinden başlayıp her ay teselsül eden 8 adet toplam 96.000.000.000 TL bedelli bonoların ödenmediği; buna karşılık satıcının da sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu bonoların diğer davalı M...... A.Ş'ye ciro edildiği dosya içeriği ile sabit olduğu gibi, bu hususlar tarafların ve mahkemenin kabulündedir.
4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasanın 6/A maddesi taksitli satışlarda; sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senet bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenir. Aksi halde kambiyo senedi geçersizdir düzenlemesini getirmiştir. Ancak bu yasal düzenleme 14.6.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, somut uyuşmazlıkta sözleşme 24.10.2002 tarihinde yapılıp davaya konu bonolarda aynı tarihte keşide edildiğinden uyuşmazlığın çözümünde 4077 Sayılı Yasanın 6/4 maddesi hükümleri değil, 4077 Sayılı Yasanın değişiklikten önceki 6. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. 4077 Sayılı Yasanın 4822 Sayılı Yasa ile değişiklikten önceki dönemde ise, taksitli satışlarda sadece nama yazılı senet düzenlenebileceği, emre muharrer senet düzenlenemeyeceğine dair kısıtlayıcı hüküm yoktur. Öyleyse davaya konu emre muharrer senetler tanzim tarihi itibariyle geçerli olup, bu senetlerin iptali genel hükümler doğrultusunda istenebilir. Şayet bonolar ciro edilmişse TTK 690-599 maddesi hükümleri karşısında keşideci, lehtar ile kendi arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def’ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez. Meğer ki poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Öyle olunca dava konusu bonoların M...... A.Ş'nin vadeden önce ciro yoluyla hamili olup olmadığı, geçerli bir ciro varsa iyiniyetli hamil olup olmadığı konusunda, her iki tarafın delilleri toplanarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekçesi ile mahkeme kararının bozulması gerekirken, zuhulen somut olayda uygulama yeri olmayan 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı yasanın 6/A maddesi hükmüne göre bozulduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve mahkeme kararı açıklanan değişik gerekçe ile bozulmalıdır...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılardan M...... Faktoring Finans Hiz. A.Ş. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, menfi tespit ve senet iptali istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmede, işin esasına geçilmeden önce, temyize konu direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup, olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesini yapma görevinin Hukuk Genel Kurulu'na mı, yoksa Özel Daireye mi ait bulunduğu hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Ön sorunun ortaya konulabilmesi için, tarafların iddia ve savunmaları, Yerel Mahkemenin önceki kararı, bozma ilamı ve direnme gerekçesi hakkında açıklamalar yapılması gerekmektedir.
Davacı S..... A.... vekili, davalılardan E....... İnşaat ve Turizm Limitet Şti.nin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici sıfatıyla yapımına başladığı 21 nolu konutun, bu davalı tarafından 24.10.2002 tarihli harici satış sözleşmesiyle davacıya satıldığını, satış bedelinin bir kısmının ödendiğini, ancak sonradan davalı şirketin inşaat faaliyetlerini durdurduğunu, teslimin imkansız hale geldiğini, satış bedeli karşılığında düzenlenen bonoların diğer davalıya ciro edildiklerini, bir faktoring firması olan bu davalının da, inşaatın devam etmediğini bilerek, davacıyı zarara sokmak amacıyla bonoları ciro yoluyla devraldığını; 4077 S.K.nun 4822 S.K. ile değişik 6/A maddesi hükmüne aykırı şekilde emre yazılı olarak düzenlenmeleri ve ayrıca karşılıksız kalmış olmaları nedeniyle bonoların iptali gerektiğini ileri sürerek; dava konusu sekiz adet bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ve bonoların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan davalı M...... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş.vekili, bir finans kuruluşu olan müvekkilinin, diğer davalıya verdiği kredinin teminatı olarak dava konusu senetleri aldığını, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı şahsi defilerin ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı E.....İnş. ve Turizm Ltd.Şti. cevap dilekçesi vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Yerel Mahkeme; davaya konu senetlerin daire satış sözleşmesi nedeniyle verildiği, davalı yüklenici ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin feshedildiği, edimin imkansız hale geldiği, esasen dava konusu senetlerin 4077 Sayılı Kanun'un 6/A maddesi hükmüne aykırı şekilde emre yazılı olarak düzenlendikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş; Özel Daire, davalılardan davalı M...... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş.vekilinin temyizi üzerine kararı başka bir gerekçeyle bozmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine ise, metni yukarıda bulunan, değişik gerekçeye dayalı bozma kararını vermiştir.
Yerel Mahkeme bu kez; davalı E.....İnş. ve Turizm Ltd.Şti. nin davacıdan satış bedeli karşılığında aldığı dava konusu senetleri, aralarındaki faktoring sözleşmesi çerçevesinde diğer davalı M...... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş. ne ciro ettiği, bu durumda uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun alacağın temlikine ilişkin hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Borçlar Kanunu'nun 167. maddesi uyarınca davalı faktoring şirketinin iyiniyet savunmasında bulunamayacağı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Görüldüğü üzere, Yerel Mahkemenin Özel Dairece bozulan önceki kararı, davacı ile davalılardan E...... İnş. ve Turizm Ltd.Şti. arasındaki satış sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği ve ayrıca bu sözleşme çerçevesinde düzenlenen dava konusu senetlerin kanuna aykırı şekilde nama yazılı yerine emre yazılı olarak düzenlenmeleri nedeniyle geçersiz bulundukları gerekçesine dayalı olduğu halde, direnme kararının gerekçesi davalılar arasındaki faktoring sözleşmesine dayandırılmış; faktoring ilişkisi nedeniyle dava konusu senetlerin ciro edilmesinin alacağın temliki hükmünde bulunduğu, Borçlar Kanunu'nun 167. maddesi uyarınca davacının temlik eden durumundaki davalı E..... İnş. ve Turizm Ltd.Şti. ne karşı ileri sürebileceği defileri temellük eden diğer davalı M...... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş. ne karşı da ileri sürebileceği, dolayısıyla, M..... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş. nin iyiniyet savunmasında bulunamayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, temyize konu kararın, gerçekte bir direnme kararı değil; Özel Daire bozmasına konu önceki karardan tamamen farklı, Özel Dairenin incelemesinden ve denetiminden geçmemiş olan yeni bir gerekçeye dayalı, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Yerel Mahkemenin bu yeni hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir.
Açıklanan bu gerekçeyle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçeyle, davalılardan davalı M....... Faktoring Finans Hizmetleri A.Ş.vekilinin yeni hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.